Telif krizinin gölgesinde ‘Tek Tıkla Hikaye’ özelliği piyasaya sürüldü

Teknoloji dünyasında yapay zekanın hızla yaygınlaşması, içerik üretiminde çığır açan yeni araçları beraberinde getiriyor. Bu alandaki son yenilik, eski Google çalışanları tarafından kurulan OpenArt girişiminin tanıttığı “Tek Tıkla Hikaye” özelliği oldu. Basit bir metin komutu veya şarkı sözleriyle bir dakikalık hikayeli videolar oluşturabilen bu yeni araç, içerik üreticileri için yepyeni bir dönemin kapısını aralıyor. Ancak bu gelişme, yapay zeka teknolojisinin telif hakları ve yasal sınırlar konusundaki çetrefilli tartışmaların gölgesinde yaşanıyor. Hollywood devleri Disney ve Universal’ın Midjourney gibi yapay zeka şirketlerine açtığı emsal niteliğindeki davalar, sektördeki belirsizliği derinleştirirken, OpenArt’ın bu adımı hukuk ve teknoloji arasındaki gerilimi yeniden gündeme taşıdı.

YARATICILIĞI DEMOKRATİKLEŞTİREN DEVRİM: “TEK TIKLA HİKAYE”

OpenArt’ın “Tek Tıkla Hikaye” özelliği, video üretimini daha önce hiç olmadığı kadar erişilebilir kılmayı amaçlıyor. Kullanıcıların tek bir cümle, bir senaryo veya bir şarkı yükleyerek bir dakikalık, kendi içinde bir hikaye akışı olan videolar oluşturmasına imkan tanıyan bu yenilik, yapay zeka ile içerik üretimi eşiğini önemli ölçüde düşürüyor. Platform, aralarında DALL-E 3, GPT ve Stable Diffusion gibi popüler modellerin de bulunduğu 50’den fazla yapay zeka modelini bir araya getirerek kullanıcılara geniş bir yelpazede seçenek sunuyor.

Özelliğin üç ana şablonu bulunuyor: Karakter Vlog, Müzik Video ve Açıklayıcı Video. Karakter Vlog’lar için kullanıcılar, bir karakter fotoğrafı yükleyip metin komutu girebiliyor. Müzik videoları için ise sistem, yüklenen şarkının sözlerini analiz ederek bu sözlerin temasına uygun animasyonlar oluşturabiliyor. Örneğin, çiçeklerin açmasını anlatan bir şarkı için sistem, bir bahçede çiçeklerin açtığı bir animasyon üretebiliyor. Bu yeni özelliğin en dikkat çekici yanı, video boyunca karakter tutarlılığını koruyabilmesi olarak öne çıkıyor. Bu, tekil kliplerin bir araya getirilmesinden çok daha fazlasını sunarak izleyicinin hikayeye daha fazla dahil olmasını sağlıyor.

İş modeli kredi tabanlı olan OpenArt, farklı ihtiyaçlara yönelik çeşitli abonelik planları sunuyor. Aylık 14 dolardan başlayan temel planla kullanıcılar 4 hikaye, 40 video ve 4 bin görsel oluşturabiliyor. Şirketin yol haritasında ise mobil uygulama geliştirmek ve videolarda iki farklı karakterin konuşmasını sağlayacak özellikler eklemek gibi gelecek hedefleri bulunuyor.

YAPAY ZEKA DÜNYASININ HUKUK LABİRENTİ

Bu noktada, teknoloji haberlerini takip edenler için önemli bir ayrıma dikkat çekmek gerekiyor. “OpenArt” ve “OpenAI” isimleri benzerlik gösterse de, bunlar farklı şirketlerdir. “OpenArt” eski Google çalışanları tarafından kurulan, video ve görsel oluşturmaya odaklanmış daha küçük bir girişimken, “OpenAI” milyarlarca dolarlık yatırımları ve GPT gibi büyük dil modelleriyle tanınan, Sam Altman’ın CEO’su olduğu dev bir araştırma kuruluşudur. OpenAI’nin en büyük yatırımcılarından biri olan Microsoft’un 13 milyar dolarlık devasa bir yatırım yaptığı biliniyor. Bu ayrımı yapmak, yapay zeka ekosistemindeki rolleri ve hukuki sorumlulukları doğru anlamak açısından büyük önem taşıyor.

OpenArt’ın piyasaya sürdüğü yenilikçi aracın, birbiri ardına gelen telif hakkı ihlali davalarının ortasında gelmesi tesadüf değil. Sektör, sadece Disney ve Universal’ın açtığı davayla sınırlı kalmayıp, Meta, Anthropic ve Stability AI gibi büyük şirketlere yönelik bir dizi hukuki süreçle boğuşuyor. The New York Times’ın Microsoft ve OpenAI’ye açtığı dava da bu karmaşık hukuk labirentinin bir parçası olarak görülüyor. Bu davalar, yapay zeka şirketlerinin tüm iş modellerini üzerine kurduğu “adil kullanım” ilkesini temelden sarsma potansiyeli taşıyor.

TELİF HAKLARININ YENİ SINIRI

Yapay zeka ve telif hakkı tartışmalarının en önemli örneği, Disney ve Universal’ın Midjourney’ye karşı açtığı davada somutlaşıyor. Hollywood devleri, Midjourney’nin milyonlarca telifli eseri izinsiz kullanarak modellerini eğittiğini ve bunun sonucunda kullanıcıların Örümcek Adam veya Shrek gibi ünlü karakterlerin benzerlerini oluşturmasına olanak tanıdığını iddia ediyor. Disney Baş Hukuk Sorumlusu Horacio Gutierrez, “Korsanlık korsanlıktır ve bunun bir yapay zeka şirketi tarafından yapılıyor olması ihlalin daha az olduğu anlamına gelmez” diyerek endüstrinin duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.

Bu dava, yapay zeka şirketlerinin eğitim materyallerini telifli eserlerden oluşturmasının “adil kullanım” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki temel varsayımına meydan okuyor. Daha önce Delaware’de görülen benzer bir davada, bir hakimin, bir yasal araştırma firmasının rakip bir yapay zeka aracı oluşturmak için telifli materyalleri kopyalamasının “adil kullanım” kapsamında olmadığına karar vermesi, yapay zeka endüstrisi için bir geri adım olarak yorumlanmıştı. Uzmanlar, Disney ve Universal gibi büyük aktörlerin bu davaya dahil olmasının, kararın tüm sektör için bir dönüm noktası olacağını gösterdiğini belirtiyor. Davanın stüdyolar lehine sonuçlanması halinde, birçok yapay zeka şirketinin görsellerini yeniden eğitmek zorunda kalabileceği ve telif sahiplerine ödeme yapan yeni bir model sınıfının ortaya çıkabileceği öngörülüyor.

HUKUK MAHKEMELERİNDE ÇELİŞKİLİ KARARLAR

Tüm bu tartışmalar yaşanırken, bazı mahkeme kararları ise konunun karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Örneğin, Bartz ve Anthropic davasında bir yargıç, telifli materyallerin yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılmasını “çığır açacak derecede dönüştürücü” bir “adil kullanım” olarak değerlendirdi. Benzer şekilde, Kadrey ve Meta davasında da mahkeme, yapay zeka eğitimini “son derece dönüştürücü” olarak nitelendirdi. Bu kararların temelinde, mahkemelerin, yapay zeka eğitiminin tıpkı bir insanın kitap okuyup öğrenmesine benzemesi ve telif hakkının yazarlara başkalarının eserlerinden öğrenmesini engelleme hakkı vermemesi yer alıyor.

Ancak bu kararlar bile net bir yol haritası sunmuyor. Mahkemeler, telifli eserlerin yasal yollarla satın alınarak dijital formata dönüştürülmesi ile “korsan gölge kütüphanelerden” elde edilmesi arasında net bir ayrım çizdi. Ayrıca, bir eserin kullanılarak “piyasa zararı” oluşturulup oluşturulmadığına da dikkat çekildi. Bu durum, davaların sonuçlarının her olayın kendi özel koşullarına bağlı olduğunu gösteriyor ve yapay zeka şirketleri için hukuki belirsizliği koruyor.

SORUMLULUK KİMİN OMUZUNDA?

OpenArt’ın “Tek Tıkla Hikaye” gibi yeni araçları kullanıcılara sunarken, hukuki riskleri nasıl yönettiği de merak konusu. Şirketin kullanıcı sözleşmesi, bu konuda net bir duruş sergiliyor. Şirket, hizmetlerinin veya üretilen görsellerin kullanımından kaynaklanan hiçbir yükümlülük veya zarardan sorumlu olmadığını açıkça belirtiyor.

OpenArt, üretilen görsellerin mülkiyeti veya telif hakkı üzerinde hak iddia etmiyor ve kullanıcıların bu görselleri ticari amaçlarla serbestçe kullanabileceğini ifade ediyor. Ancak aynı sözleşmede, kullanıcıların üçüncü bir tarafın telif hakkını veya mülkiyet hakkını ihlal eden içerikler üretmekten kaçınması gerektiği de özellikle vurgulanıyor. Bu durum, şirketin aracı sunarken, olası telif hakkı ihlallerinin hukuki yükünü tamamen son kullanıcının omuzlarına bıraktığı anlamına geliyor. Bu durum, yapay zeka araçlarını kullanan, telif hukuku konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan kullanıcılar için ciddi riskler barındırıyor.

YAPAY ZEKA VE İÇERİK ÜRETİMİNİN YARINI

OpenArt’ın “Tek Tıkla Hikaye” özelliği, yapay zeka destekli içerik üretiminde erişilebilirliğin ne kadar hızlı bir şekilde arttığının somut bir kanıtı. Ancak bu teknolojik ilerleme, beraberinde telif hakları, sorumluluk ve adil kullanım gibi karmaşık soruları da getiriyor. Disney ve Universal gibi büyük oyuncuların Midjourney’ye karşı açtığı davalar, bu sorulara verilecek yanıtların sektöre yön vereceğini gösteriyor. Mahkemelerden çıkan çelişkili kararlar ise yasal çerçevenin henüz bu hızla gelişen teknolojinin gerisinde kaldığını ortaya koyuyor.

Yapay zeka araçları arasındaki yarış hızlanırken, bu araçların geleceği, hukuksal süreçlerin nasıl sonuçlanacağına bağlı. Nihayetinde, yapay zeka şirketlerinin telifli eserleri izinsiz kullanmasının bir “adil kullanım” olup olmadığına dair verilecek kararlar, tüm endüstrinin iş yapış şekillerini değiştirebilir ve yaratıcıların emeğine saygı duyan yeni bir dönemin başlamasına yol açabilir.

Related Posts

Hem tamirciler hem güvenlik uzmanları hem fikir! Ona ‘tekerlekli kale’ diyorlar! İşte ‘dünyanın en güvenli arabası’

Otomotiv güvenliğinde bir “tek boynuzlu at” olarak kabul ediliyor… Uzmanlar, popüler bir İsveç markasına ait olan bu modelin, “yılda kayıtlı bir milyon araç başına sıfır ölüm” gibi inanılması güç bir istatistiğe sahip olduğunu açıkladı. Bu olağanüstü güvenlik sicili, onu yollardaki en güvenli araç yapabilir.

Dev otomobil markasına kötü haber! Birincilik beklerken sonuncu oldu

En az sevilen elektrikli araçlar ile ilgili yapılan araştırma sonucunda ünlü otomobil markası 19 markanın arasında son sırada yer aldı.

Dünya genelinde korsan alarmı! Tüm bilgisayarlar tehdit altında

Bilgisayar korsanlarının Microsoft sunucularını hedef almasının ardında dünya genelinde alarma geçildi.

Otomotivde yeni dönem: Sıfır araçlara, Türkiye kuralı uygulanacak

Çin Sanayi Bakanlığı, sıfır kilometre olarak gösterilen kullanılmış araç satışlarını önlemek amacıyla, araçların ilk tescilinden itibaren 6 ay içinde yeniden satışını yasaklamayı planlıyor. Buna göre Çin Türkiye’nin uyguladığı 6 ay 6 bin kilometre kuralına benzer uygulamaya geçecek.

Apple Arcade hizmetine eklenecek oyunlar açıklandı

Apple’ın oyun platformu Arcade için yeni gelecek 4 oyun açıklandı.

Mars’tan Dünya’ya düştü: Rekor fiyata satılıyor

Nijer’de bir göktaşı avcısı tarafından bulunan dev Mars taşı, şimdi dünyanın en prestijli müzayede evlerinden birinde satışta. 25 kiloluk bu kozmik parça için biçilen değer, astronomik düzeyde.

vozol center