Denizanası, Dünya okyanuslarında en az 500 milyon yıl boyunca hayatta kalan yadsınamaz bir evrimsel başarı öyküsü. Hatta çoğu hayvan gibi merkezi bir beyne sahip olmadıkları halde, dünyanın bazı bölgelerinde iklim değişikliğiyle çok iyi başa çıkmaya hazırlar.
Merkezi bir beynin olmamasına rağmen, eğitimli Karayip kutu denizanası geçmiş deneyimlerini potansiyel olarak sineklerin, farelerin ve insanların yaptığı gibi hatırlayabilir ve bir tankta daha önce karşılaşılan engelleri tespit edip atlatmayı öğrenebilir. Bulgular, Current Biology dergisinde 22 Eylül’de yayınlanan bir çalışmada yayınlandı.
Denizanaları hatalarından ders çıkarabiliyormuş.
Karayip kutu denizanaları, geçmiş deneyimlerini tıpkı sinekler, fareler ve insanlar gibi hatırlayabiliyor ve daha önce karşılaştığı engelleri tespit edip bu sorunları savuşturmayı öğrenebiliyor.
Tüm bunları merkezi bir beyni olmamasına rağmen başarıyor.
Current Biology dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından Kopenhag Üniversitesi nörobiyoloğu Anders Garm, denizanalarının bir zamanlar ses ya da dokunma gibi belirli bir uyarıcıya alışma becerisi gibi en basit öğrenme şekillerine hakim olduğunun zaten varsayıldığını söylüyor.
Bu çalışmayı özel kılan, denizanalarının çok daha rafine bir öğrenme yetisine sahip olduğu ve hatalarından gerçekten de ders çıkarabildiklerini göstermesi.
Bunun sonucunda da davranışlarını değiştirebiliyorlar. Bazı insanların hatalarından bir türlü ders çıkaramadığını düşünürsek gayet etkileyici bir özellik.
7.5 DAKİKADA ÇÖZÜVERDİ
Çalışmada ekip, denizanasının doğal yaşam alanını taklit etmek için gri ve beyaz çizgilerle donatılmış yuvarlak bir tank kullandı. Gri çizgiler, deneyin başlangıcında uzak görünen mangrov köklerini taklit ediyordu. Ekip, 7,5 dakika boyunca tanktaki denizanasını gözlemledi. Başlangıçta, jöle görünüşte uzak olan bu şeritlere yakın yüzüyordu ve onlara sık sık çarpıyordu. Ancak deneyin sonunda jöle duvara olan ortalama mesafesini kabaca yüzde 50 artırdı, sahte ağaçla çarpışmayı önlemek için başarılı dönüş sayısını dört katına çıkardı ve duvarla temasını yarı yarıya kesti.
Bulgular, denizanasının deneyimlerden öğrenebileceğini ve ilişkisel öğrenme adı verilen bir süreç aracılığıyla engellerden kaçınma yeteneğini kazanabileceğini gösteriyor. Bu süreçte organizmalar duyusal uyarılar ve davranışlar arasında zihinsel bağlantılar kurarlar.
Araştırmanın ortak yazarı ve Almanya’daki Kiel Üniversitesi’nden sinir bilimci Jan Bielecki, yaptığı açıklamada “Öğrenme, sinir sistemi performansının zirvesidir” dedi.
Bielecki, denizanasına yeni bir numara öğretmek için “en iyisi onun doğal davranışlarından yararlanmaktır; bu, hayvan için anlamlı olan bir şeydir, böylece tam potansiyeline ulaşır.”
Ekip daha sonra denizanasının ilişkisel öğrenmesinin altında yatan süreci, hayvanın rhopalia adı verilen görsel duyu merkezlerini izole ederek saptamaya çalıştı. Her rhopalia’da denizanasının nabız atışlarını kontrol eden altı göz bulunur. Jöle bir engelden uzaklaştığında bu hareketin sıklığı artar.
Denizanasının nesnelere nasıl yaklaştığını taklit etmek için sabit rhopalium’un gri çubukları hareket ettirdiğini ve rhopalium’un açık gri çubuklara tepki vermediğini, görünüşe göre çubukları uzak olarak yorumladığını gösterdiler. Araştırmacılar daha sonra rhopalium’u, bir nesneyle çarpıştığında ortaya çıkan mekanik uyarıları taklit eden bazı zayıf elektrik uyarılarıyla eğittiler. Elektrik stimülasyonunun ardından rhopalium, yaklaştıkça açık gri çubuklara tepki olarak engellerden kaçma sinyalleri üretmeye başladı.